RSS Feed

September, 2009

  1. Oğuz Yarımtepe yavru vatandan bildiriyor

    September 6, 2009 by Oğuz Yarımtepe

    Kıbrıs’ta geçen yaklaşık bir buçuk aylık zamandan sonra tanıdıklar ne var ne yok anlat deyip duruyordu. Ben de bir girdi ile bu iÅŸi çözeyim dedim. Bu girdide anlatmak istediÄŸim çok konu var. Twitter güncellememi takip edenler judo, ippon, kıprıs, django, illegalite ve yaÅŸam üzerine bir girdi karalayacağımdan zaten haberdardılar. Kıbrıs ile baÅŸlayalım.

    Geçen 1 aylık zaman içerisinde Kıbrısın kendi kültürünü biraz tatma şansım oldu. İnsanlarının söyledikleri kadar acayip olmadığını düşünüyorum. Beklenenin ve bir takım çalışma arkadaşlarımın ısrarına rağmen Kıbrıs gece kulüplerine gitmektense, kültür kokan yerleri beni daha çok çekiyor. Aşağıda bu hafta sonu tekrar ziyaret ettiğim, Kıbrıs el sanatlarının satıldığı Büyük Han isimli yerden kareler var. Aslında biraz sonra göreceğiniz bu uzun günlük girdisinin  uzun olmasının da bir amacı var.

    Büyük Han her katında odalar olan, bu odalarında sanatın sergilendiği, yapıldığı veya satıldığı bir yer. Sakin bir atmosferi var. Kahvesini yudumlayan mekan sahiplerinin siz etrafta dolaşıp fotoğraf çekerken gülümsemeleri benim gibilere pek de yabancı olmadıklarını gösteriyor. Dükkanları içerisinde el işini yapanları izlemek ise ayrı bir keyif.

    Tabi etrafta benim gibi baÅŸkaları da fotoÄŸraf çekmek için vardı 🙂

    Kıbrıs’ın kültürü demiÅŸken kahvesinden de bahsetmek lazım. Burada bizdeki çay kültürü gibi bir kahve kültürü var. Sabah, öğle, akÅŸam kahve içiliyor. Kahve dediysem bildiÄŸiniz Türk kahvesi. Türkiyedekilerden daha hafif. O yüzden de durmadan içilebiliyor. Kahve içmeyi seven biri olarak Kıbrıs ile ilgili sevdiÄŸim yönlerden birisi de bu. Kıbrıs müzikleri de fena deÄŸil. Kıbrıs Havaları sayfasındaki Feslikan favorilerim arasında. Henüz pek gezememiÅŸ birisi olarak Kıbrıs’ın diÄŸer güzelliklerini de gezip gördükçe ve yeri geldikçe yazıyor olacağım.

    LefkoÅŸa’da vakit geçirmek için gittiÄŸim mekanlardan birisi buradaki Gloria Jeans. Genelde gidip kahve içip gazete okuyorum. Kıbrıs yerel gündemini de takip etmeye çalışıyorum.

    Özelde ise bazen fotoğraflık güzel kareler de çıkıyor.

    Geçen bir buçuk aylık sürede ben neler yaptım kısmı da beni tanıyanların merak ettiÄŸi konulardan birisi idi. Ä°lk haftalarda, hazır bir iÅŸe dalmadan, içimde bir dert olan Pijama‘yı elleyeyim dedim.  Çalışmasını beÄŸenmediÄŸim bir hali ile depoya yolladığım bu uygulamayı aradan geçen uzun bir süre sonunda hatırlayıp adam etmeye karar vermiÅŸtim. Åžu anki halinden daha memnunum demeliyim. Zaten o zamanlarki pisi ile ÅŸimdiki farklılaÅŸmış, ben de oturup daha akıllı uslu iÅŸler yapacak ÅŸekilde yeniden yazdım. Pardus svn deposundaki parolamı bulabilirsem düzgün halini de gönderiyor olacağım. Åžimdilik kendileri burada. Bir miktar daha olması gerekli özelliÄŸi var. Üşenmedikçe ekliyor olacağım.

    Yaz dönemimde stajyerlerimizle ilgilenerek geçti denebilir. Her birisine Innovasyon içerisinde kullanmak istediğimiz bir takım özgür yazılım projeleri vermiştik. Kimi Django ile oynadı, PHP kodladı, kimi MediaWiki elledi kimi çeviri yaptı. Sonraki dönemde üniversite için bir takım not giriş uygulaması yazmam istendi, sıkıcı bir iş olmasına rağmen üniversitede böyle işler de olabileceğini bilerek Django ile bir uygulama yazmaya başladım. Bir yandan da gene Django ile yazılmış biletleme sistemini kendimize göre elledim. Bu bir aylık zamanın alışmak ve yerleşmekle geçtiğini söyleyebiliriz. Asıl yapmak istediğim işlere adam gibi girişememiş olmanın verdiği bir sıkıntı olsa da üzerimde, yakın zamanda onlara dalacağım. Hemen bu noktada hayata dair bir notla devam etmek istiyorum.

    Judo sevdiÄŸim bir spordur. Türkiyede de ÅŸampiyon sporcuları olan izlemesi keyifli bir spordur. Bizim milletin spora ilgisi futbol ve basketle sınırlı olduÄŸunda judo deyince elin Japonuna özgü sandınız deÄŸil mi. Ama öyle deÄŸil. Judo’da IPPON diye bir puan çeÅŸidi vardır. Ippon rakibi sırt üstü düşürmekle, yerde 25 saniye tutmakla veya rakibin pes etmesini saÄŸlamakla olur. Olayın sırt üstü düşürmek kısmı Judo’yu çekici kılan kısımdır denebilir. Bazen bakarsınız 11 saniyede maç bitmiÅŸ veya rakiplerden birisi bir teknik yapayım derken karşısındaki onun dengesini bozup onu sırt üstü düşürüp maçı bitirmiÅŸ. Bu iki durumu izleyemebileceÄŸiniz bir video burada. Sonra da belki zevkli müsabaka görüntülerini izlemek istersiniz. Judo’dan öğrendiÄŸim hayat dersi, bazen sabretmek gerektiÄŸidir. Veya atalarımızın dediÄŸi gibi üste çıktım diye sevinme altta kaldım diye yerinmedir. BaÅŸarıya ulaÅŸmak için sabredip çalışmak gerektiÄŸidir.

    Sözün özü daha yapcak işlerimiz var :).