Yarın 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı’nın 35. yıldönümü. Hititler, Mısırlar, Asurlar, Roma ve Bizans Ä°mparotorluÄŸu, Osmanlılar ve Ä°ngilizler’in gelip geçtiÄŸi Akdeniz’in bu 3. büyük adasında yarın barış harekatının yıldönümü nedeniyle kutlamalar olacak. Bir zamanların aralarında problem olmadan beraber yaÅŸayabilen Rum ve Türk köylerinden ÅŸimdi geriye 2 ayrı kesim kalmış. Bir takım Yunan müdahaleleri ile karmaşıklaÅŸan hayatlar insanları göçe zorlamış ve bugün kuzey kesimi denilen Kıbrıs’ın bu nispeten daha kurak kesiminde aradan geçen 30 küsur sene sonunda kanıksanan yaÅŸam, kimilerini artık temelli burada yaÅŸama baÄŸlamış ve güneydeki zamanlarını mazide birer anı olarak bırakmışlar.
Bundan bir kaç gün önce YDÃœ‘nün konuk evinde kahvaltıyı hazırlayan teyze ile yaptığım kısa sohbet beni o zamanlara aldı götürdü denilebilir. YaÅŸadığı köy Rum köyleri ile çevrili olan ama iki halk arasında da bir problemin olmadığını söyleyen teyzem, eski bir mücahit imiÅŸ aynı zamanda. YaÅŸadıklarını anlatınca bu anlattıklarını devlet büyükleri, çözüm arayanlar ve bir takım çözümlere ayrılıklar gerekçesiyle hayır diyenler dinlese acaba bıraksalar bu insanların gayet de problemsiz yaÅŸacaklarına inançları artmaz mıydı diye soruyor insan kendi kendine. Sanki ÅŸu sınırlar toprakta deÄŸil de kafalarda çizilmiÅŸ gibi.
Dünya coğrafyasının değişik yerlerinde toprak ve onun altındakiler için üzerindeki canlılar cansız mahluklar olarak görülüp acılar çekerken, bu acımasızlıkları yapanların bir gün kendi halklarının sesi altında ezileceğini düşünüyorum. Bütün insanlık bu kadar kalpsiz olamaz.
Bundan 30 küsur sene önce silahla yapılan savaşların artık kalemle devam ettiğini düşünüyorum. Çözümlerin de gene kalemle yapılacağına inanıyorum. Umarım kimilerinin unuttuğu bu adada YDU Innovasyon ve Bilişim Teknolojileri Merkezi çalışanları olarak yapacaklarımızla biz de barışa bir katkı sağlayabiliriz. Ortak aklın sonucu ortaya çıkacak özgür yazılım projeleri ile akılları bir araya getirip toprakla ayrılmış sınırları yıkabiliriz.
